27 Ocak 2012 Cuma

PJ Harvey - Down by the water- Düşenin Dostu olmaz


Jim Carroll'un gençlik yıllarını anlatan "The Basketball Diaries"  (bizde Günlük diye çevirmişler) tekrar izlerken film içinde aklıma düşen notlardan biri PJ Harvey ve Down by the water şarkısı oldu. Bence filmde ki iki güzellikten biri buydu.Diğeri ise The Doors dan "riders on the storm" un çaldığı yer. Bu iki şarkının Lsd etkisi ile yazıldığını biliyor musunuz?

Girls-How Can I Say I Love You-Böyle şarkılardan pek kalmadı


Naif şarkıları seviyorsanız bu tam size göre,kırıldı kırılacak kıvamında.
2011de Girls “Father, Son, Holy Ghost” albüme ile listelere girmişti. Ben pek yüz vermedim ama bu iyi şarkıları ıskalayacağım anlamına gelmez.

25 Ocak 2012 Çarşamba

Declan De Barra - Blackbird Song


clann zu grubunun ex-vokali uzun zamandır solo takılıyor. Declan De Barra singer-songwriter ekolü sevicilerinin damak tadına göre hazırlanmış bir indie folk güzelliği. Balckbird song ile bana fazlası ile 16 horsepower ı hatırlattı. Biraz ondan biraz bundan. Soğuk geceler için yırtık battaniye.


23 Ocak 2012 Pazartesi

Souad Massi:Bir Cezayir Menekşesi

Souad Massi'nin sesinde fransız sömürgesi olmasının hüznü var sanki.Cezayirli olmanın dışa vurumu ise bu kederli ses olsa gerek...

22 Ocak 2012 Pazar

16 Ocak 2012 Pazartesi

Anna Calvi & Jai Paul & Daley & Wretch 32 & Josh Kumra & Jamie Woon & Clare Maguire & Esben and the Witch

2011 de dikkatimi çeken grup ya da müzisyenleri yazmıştım. Bu listede ona ek olabilir. Aralarında gerçekten güzel örnekler var. Dinlemenize salık veririm.

Anna Calvi

Nick cave kadın olsaydı ne olurdu diyenler için (biraz abarttım ama olsun ) : Anna Calvi 



Jai Paul 
Bir sen eksiktin Jai Paul. Arızalı bir sample arsızı daha...





Daley

Ben buna Justin'in light versiyonu diyorum. justin bieber değil justin timberlake jr. anlamında... 
Underrated  justin timberlake jr. 


Wretch 32

Bu parçada Wretch 32'ye eşlik eden Josh Kumra sanki  John Legend hissiyatı vermiş parçaya.




Nero
dubstepciler yaşadı. Fena sayılmazlar ama benim kafa kaldırmıyor genelde bu türü.



Jamie Woon

james blake gibi gizemli ama ona göre daha ritmik ve akılda kalıcı. R&B,soul ve post-dubstep (james blake,the xx gibi kişilerin soluk verdiği yeni akım) harmanından yeni bir mahsül.Ben çok beğendim. 83'lü bir kardeşimiz kendisi.Post dubstep için fazlası ise  şurada : http://www.spin.com/articles/listen-10-post-dubstep-artists-who-matter



Clare Maguire

Bana katy perry'nin daha hüzünlü bir versiyonu gibi geldi.Bir Clare bir de Lana del ray. Ağlamayanı döveceğiz der gibi şarkı söylemek şu sıralar moda sanırım.Ayrıca bu sıralar slowcore parçaların ritmini arttırıp daha dinlenir melankolik şarkılar üretme sürecine girdik hayırlı uğurlu olsun.



Esben and the Witch
Ne desem bilemiyorum . Dikkat çekmek istiyoruz demeye çalışan bir klip. Üstüne light "Shoegaze" ve ağlak vokal. Pitchfork ve Nme versin gazı. Sonuç olarak yarın öbür gün unutacağımız acılı bir  grup daha. My Bloody Valentine'den "Sometimes" dinleyerek büyümüşler belli.





Zeki Çağlar Namlı &Uğur ateş ve Serhat karan &Bilal Karaman



Zeki Çağlar Namlı hakkında daha detaylı bilgiler yazmayı düşünüyorum. Şimdilik bu kadar.


Hollywood medya müzik ödüllerinde "nokta" adlı enst. parçaları ile ödeül alan Uğur ateş ve Serhat karan'dan   
"eskiler" adlı bir parça. Bu gençleri takip etmekte fayda var.


Bilal Karaman, o ruhu ile çalan bir gitarist. Bir zamanlar bir arkadaşıma Türkiye'nin hendrix'i demiştim. Stil olarak değil tip olarak:) Albümü hakkında kritik yazmak için zaman kolluyorum.


MOTOWN vs STAX : Commodores & isaac hayes & curtis mayfield


60ların sıkı rakip iki plak şirketi MOTOWN VE STAX "gospel,funk,soul,blues ,jazz" türlerinde işleri piyasaya çıkarmaktaydı. Şimdi bu türlerin efsanelerinin kökü işte taa buralara uzanır. Bu açıdan bu iki firmadan çıkan sanatçıları tekrar gözden geçirmekte fayda var diye düşünüyorum. Ne de olsa 2000lerinden başından beri yoğun olarak temcit pilavı gibi ısıtalan şeylerin büyük bir bölümü yine buralar menşeelidir. Iskalamamak gerek... 





Üstte bulunan Saturday Night videosunda lionel richie bulunmaktadır. Kendisi ilk kez Commondores'da görülmüş sonra solo takılmaya başlamıştır.


Sarı takımı ile curtis mayfield


 isaac hayes gibi sese sahip adam pek bulunmaz mesela piyasalarda. O açıdan bence önemli bir müzisyendir kendisi,önemli bir vokaldir.

15 Ocak 2012 Pazar

Neşet Ertaş & Ahmet Aslan & Ali Kınık & Hozan Beşir & Erkan Ocaklı & Muharrem Temiz & Cengiz Özkan

"çağdaş coğrafyalarda üretir cesetlerini siyaset bilimi
o vakit bir sufiyi darplarla gebertebilirsin
hayat bir yanıyla güzeldir canım, sen de güzelsin"















Sam Cooke - A Change Is Gonna Come & Pulp - Something Changed


Değişime ayak uyduramayan bukalemunlar için...


13 Ocak 2012 Cuma

Oren Lavie-Her Morning Elegance

Oren Lavie


Günaydın diye seslenen stop-motion bir klip, kahve kokusu kadar iç ısıtan bir şarkı. Sözleri de sevgili kulağına mırıldanmalık. Çift kişilik yataklarda tek kişilik yalnızlıklar şarkısı...

12 Ocak 2012 Perşembe

Lykke Li - Sadness Is a Blessing-Hüzün nimettir

Lykke Li 


Hüzün nimettir ve nimetle oyun olmaz Lykkle Li bacı


11 Ocak 2012 Çarşamba

The Pastels-nothing to be done: YAPACAK BİR ŞEY YOK DİYENLERE

"Please don't think of us as an 'indie band' as it was never meant to be a genre, and anyway we are far too outward looking for that sad tag." - Stephen Pastel

Bizim janrımızı lütfen indie grubu olarak adlandırmayın sanırım biz hüzünümüzü dışa vurmaya çalışıyoruz. - Stephen Pastel

(çeviri boktan oldu ama oldu )


Yapacak bir şey yok diyenlere,melankoliklere,nihilistlere,anagnorisislere ve hamartia-lere


The Folk Implosion - Natural One (1995) = Kids'in bunalım bulutu

The Folk Implosion - Natural One (1995)

Kids adlı amacın nedir Larry Clark diye sormak istediğim filmin soundtrackleri arasında bulunan The Folk Implosion'dan  "Natural One"  şarkısı aslında filmin genelini anlatan bir yapıda bile denebilir. "Ben doğal biriyim,aşk bizi içine alabilir eğer gerçekten tutunabilirsek" diye özetleyebileceğim hadi biz takılalım doğal seleksiyon bütün olan biten der gibi her şey. Bir nevi olan olur hadi takılalım biz der gibi. Gece gece algımın antenleri ile oynadın Larry. Sen su katılmamış bir orospu çocuğusun. Ama şarkı iyidir,felan filan...

not: Kids filminde piç kurusunu oynayan (hepsi piç ama) rahmetli Justin Pierce otel odasında kendini asarak intihar etmiş.Filmden 5 yıl sonra. Dünya ne garip! 

King Crimson-In the Court of the Crimson King & Phish-Billy Breathes


Phish-Billy Breathes albümü





King Crimson-In the Court of the Crimson King albümü




In the Court of the Crimson King albüm iç kapak

Bir Hüsker Dü be Kardeşim- Punk'ın arka bahçesindeki çocuklar


Bu gün resmen kulağımdan kan geldi Hüsker Dü'yü hatırlayabilmek için. Dilimin ucuna adı geldi geldi gitti. Allah'a şükür sonunda hatırladım Dü mü çü kü derken buldum arşivimden. Hardcore punk diyorlar ama bence indie punk daha iyi bira tanım olabilir yaptıkları müziğin ruhu itibari ile. Yukarıda ki "These important years" adlı parçalarını 2012 de Kpss'ye girecek tüm arkadaşlara ithaf ediyorum unutmadan.


Hüsker Dü (Greg Norton amcamızın bıyıkları yakıyor)
Ve sevdiğim albümleri ki (gariptir ben punk dinlerim oh yeah baby diyenler bile gruptan habersiz olabiliyor ülkemde) "METAL CİRCUS" gerçekten derler ya arşivde olması gerekenlerden. Ki içinde  "Diane" diye bir parça var ki ben yıllarca "Dayan" dayan diye söyledim durdum. Birde Therapy? coverı mevcuttur ve en alttadır. Gönül ister ki burada paylaştığım her şarkı her albümün linkini vereyim ama bulursunuz diye vermiyorum. Emek yemek olayı birazda. Ama maile istek varsa yollayın temiz peçete ile. Haydi bakalım  yalnız ve güzel ülkemin punkçıları Hüsker Dü zamanı!


Hüsker Dü-METAL CİRCUS






"CAN" CANDIR-EGE BAMYASININ FAYDALARI VE Damo Suzuki VE KRAUTROCK




can- ege bamyası albümü

CAN

Şimdi canım benim ülkemizde KRAUTROCK dinleyen adam zaten bununla (müzikal anlamda da ) az çok uğraşan adamdır diye bir tezim var. Burada yazarın demek istediği şey aslında KRAUTROCK ülkemizde pek dinlenmiyor demektir. Oysa yanı başımızda Almanya'da yani (o yanı baş hangi başımız tartışılır ama) bu janrın önemli temsilcileri filizlenmiştir. Misal "CAN" adlı nadide grup bizi "EGE BAMYASI" diye bir albümle şaşırtabilip aslında bamya yemeğini sevmeyenlerin sevmeme sebeplerini yemeği yapana bağlamaları konusunda uyardığına işaret etmektedirler. Bu bağlamda biz "CAN" a can deriz. Ki günümüzde 2011-2012 de dirty beaches olsun hatta HEALTH olsun ve hatta hatta MGMT olsun ( yok valla sallamıyorum) pigmentlerini "CAN"a borçludur. 



dirty beaches
dirty beaches zaten bana ilk gördüğümde Damo Suzuki'yi hatırlatmıştı zatee...


HEALTH 


Ki pigment eksikliği albinoluğa sebep olur takdir edersiniz ki. Neyse olayın özü şu KRAUTROCK güzeldir,iyidir,hoştur.


The Fall  bile japan amcamız Damo'ya hepimiz Damo'yuz hepimiz Suzukiyiz tadında şarkı yapmış efem.

 "I am Damo Suzuki"



Steven Wilson:Harmony Korine ile göstermeden vermem diyor müziğimi!

Steven Wilson

Steven Wilson yani sizin bileceğiniz tanımı ile (Porcupine Tree'nin kurucusu) bir zamanlar Porcupine Tree ile sanki çok fazla Pink Floyd coverı yaptıktan sonra kendi albümleriyle uğraşan bir grup izlenimi veren (yer yer sabah akşam King Crimson - Starless dinledim ağa bey öyle başladı her şey diyen biri hissiyatı aldığım) bir gruptan sonra kendi başına takılan (ve yanına hatrı sayılır müzisyenleri takan) bir arkadaşımız bir müzisyen. Harmony Korine adlı şarkıda yönetmene mi seslenmek istiyor bilmiyorum (dogmatik bir seslenme olabilir ne bilem) bu açıdan görüntüleri es geçmek istemem. Ki en altta bulunan Porcupine Tree performansı bana Opeth'i ve genel olarak yaptığı müzik "Damnation" ı tekrar dinlemeye itti. Ki bu benzerlikte hemşeri hemşeriyi gurbette soundçekler bir tavır olabilir nihayetinde. Dinleyin melankolik gençler,yaşlılar ve her türlü bitki ne bilem nebatatlar.





Dilber Ay ve Kahtalı Mıçı İftiharla Sunar: Akşama Geleceğim & KIZ SOSYETEMi OLDUN


Ülkemizde Dark cabaret diye bir tarzı icra eden yok ama Arabesk Grotesk Kabare diye bir tanımlama varsa (ki artık var,ben yaptım oldu ) o da Kahtalı Mıçı ve Dilber Ay (The Dresden Dolls dan neleri eksik be canım) olma ihtimali yüksek bir ikilidir.Sözüm ona kim sevgili ile buluşmayı "Anahtarlar Pencerede-Tavukta pişer tencerede" diye ifade ederken david lynch bilinmezliği ve mistizmi verebilir ki!!! "Eskiden naylon çorap bulamazdın" derken günümüz kapitalizmini de (sanayi devrimi sonrası Orta sınıfın zenginleşmesi sürecine) müthiş bir gönderme olarak niye algılanmasın!!!Slavoj zizek kim aq!!!


10 Ocak 2012 Salı

Calexico-The Ballad of Cable Hogue



Calexico her daim "Love" grubunun "alone again or" coverı ile akıllarımızda yer edecek olsa da folk dediğimiz müziğe ziyadesi ile western tadı veren önemli bir gruptur hiç kuşkusuz. Severek dinliyoruz amcalarımızı...

Müzeyyen SENAR - Ham Meyvayı Kopardılar Dalından & Giorgos Dalaras Sto pa kai sto ksanaleo


Müzik böyle bir şey işte.Türk'ü Yunan'ı yok.


Slowdive-Altogether-Tüm Ruhlar Haydi hep beraber parçası


Ne huzurlu ne karanlık bir parça Altogether. Geceyi gündüze çok güzel bağlıyor.Öyle bir şey işte öyle bir şey...

İncelikli Haytasın:Ricky Shayne:Mamy Blue


Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye, zaman ki sana hasta olmuş, incelikli haytasın, raksederken mahallenin maşallahı, eyvallahı, güzelleş be oğlum şimdilik ölümüne kadar hayattasın. Şimdilik, ölümüne kadar hayattasın...

Evet, Ağır roman'da da duyduğumuz bu derin ve mavi şarkı Ricky Shayne ile gönlümüze taht kurmuştu ki ondan güzel söyleyende yoktur icabında.(Joe Cocker kusura bakma) Güzel günlerin güneşli pazartesi şarkılarından Mamy Blue... 





4 Ocak 2012 Çarşamba

Blind Melon - No Rain'de ki Kızın Gün gelip Little Sunshine'a ilham olması


Blind Melon'u nasıl tanırsınız diye sorarsanız bir çoğumuzun aklında kaldığı gibi "No rain" ile hatırlar ve anarım. 1993 yılında çıkmış bir parça gün gelip 2006 da bir filme karakter sağlaması müziğin sinema içinde ki yeri açısından önemli.Nitekim Little Sunshine'ı izlerken vakti zamanında aklıma ilk gelen şey Blind Melon'un klibinde ki küçük kız ile Little Sunshine da ki kızın siyam ikizi olmaları idi. Güzel şeyler bunlar işte.Böyle de bir anım var Ed hunter.

 Bu arada bir çokları için film aynı zamanda devotchka adlı grubun keşfi için ön ayak oldu bile denebilir. Kime niyet kime kısmet işte.

Lush-Once upon time to Leş gibi Britpop


Britpop ingilizlerin nadide icatlarından birisi iken bir anda etliye sütlüye karışmayan yavan bir müzik haline gelene kadar tadından yenmezdi. İşte o zamanlardan pek bilinmeyen,bilindiği zaman ise çok önemi olmayan bir grup olarak Lush.

Chillwave Zamanı-Washed Out


Panda Bear,Neon Indian,Washed Out ve kimilerine göre Ariel pink's haunted graffiti (bunlar Chillwave ise bende helen mirren'in göğüs ucuyum) ile iyice new wave bir akım haline gelen Chillwave herkese göre farklı tanımlar içerse de "halim vaktim yerinde elhamdüllillah" olarak tanımlanabilitesi yüksek olan bir türden ibaret aslında.2000ler elinde avucunda ne varsa müzikal bir moda, bir nevi mesih arayışını sıçtım sıvadım diyerek yapmaya devam ediyor.Biz ise bir türlü gerektiği havaya giremiyoruz.Çünkü Lo-fi kadar içten gelmiyor bu tarz.(en azından benim için) Nasıl ki Lo-fi denilen tarz arkamda godoman bir şirket yok bende evde,bodrumda,banyoda kayıt ettim; Elimde BİM'den alınmış 50 tl lik gitar , 10 tl lik mikrofon ve esrarengiz dehşetengiz ruhum modu ile yapılıyorsa,(ki lo-fi de bir tür viral reklam kampanya ürünü olabiliyor ) Chillwave birazda soba ile ısınmamış apartaman bebelerinin şintizayzır,looplar,efektörler,bol bol samplelar (sıkışınca daya sample'ı gitsin aq,daya loopu daya loopu) ile ortamda hüzünbaz sevişmelere muhtaç görkemli kaybedenler var çağrısından uzak değil. Yeni nesilden  Toro Y Moi da buna dahil edilebilir. Açıkçası beni en çok etkileyen Washed Out "BELONG" olmuştu bir zamanlar. Şimdi biraz Toro Y Moi de ara sıra eh işte ifadesi veriyor yüzüme.Bu kadar Chillwave işte.Avrupa Chill out yaptı Amerika Chillwave ile karşılık verdi işte. Ne bekliyordun birader.


3 Ocak 2012 Salı

TEDxSydney - Daniel Johns & Josh Wakely - My Mind's Own Melody




Alametifarika dünyanın en önemli entelektüel platformunu İstanbul'a getiriyor: TED.
TED'in yeni başlattığı "TEDx independently organized TED event" serisinin bir adımı da İstanbul'da atılacak. İlk konferansın konusunu "Toleransın Sınırları" (The Limits of Tolerance) olarak belirledik. Dünyadan ve Türkiye'den önemli isimler "tolerans"ın varlığını, yokluğunu, imkânlarını, imkânsızlığını, gücünü, güçsüzlüğünü bilim, sanat, siyaset, ticaret ve teknoloji açısından ele alacak. O gün orada olmanız, aklınızı, zamanınızı bu konferansa vermeniz dileğiyle...

Dünyanın en önemli entellektüel platformlarından olan TED, yerel ve bağımsız TEDx programlarıyla dünyanın farklı noktalarında da TED benzeri bir deneyimi gerçekleştirme olanağı sunuyor. TED konferansları, "ideas worth spreading" sloganıyla konusunda uzman akademisyen, politikacı ve sanatçıların 18'er dakikalık konuşmalarından oluşuyor. Benzer bir fikir alışverişi ve etkileşimi Türkiye'de yapmak istediğimizden Alametifarika olarak TEDxIstanbul'u düzenlemeye karar verdik. TEDxİstanbul konferanslarının ilki "Toleransın Sınırları" temasıyla 23 Ocak 2010 Cumartesi günü The Seed'de düzenleniyor. Yaklaşık 300 kişinin katılacağı etkinlik Turkcell Teknolojinin katkılarıyla web ve mobil üzerinden canlı olarak da izlenebilecek. TEDxİstanbul konferanslarıyla ilgili gelişmelerden haberdar olmak ve katılım için lütfen başvuru formunu doldurunuz.


not:bu sayede  karsu dönmez  ile tanışma fırsatım oldu. aklımda ki fikri ise daniel johns ve josh wakely gerçekleştirmiş.Daha da iyi olabilir idi ama yine güzel.

GARY NUMAN-CARS & NAZAN ÖNCEL-ERKEKLERDE YANAR KARŞI KARŞIYA

Kendimi bildim bileli Sezen Aksu ve Nazan Öncel'in çok iyi birer arakçı olduğunu düşünürüm.Çünkü senin 100lerce şarkın olacak ve sen sadece kendi küfenden beslenerek orjinal işler çıkaracaksın biraz papaz pilav yemez durumlarına denk düşer. Ki Nazan Öncel ezeli rakibesi Sezen Aksu kadar arakçı ki bunu çok çeşitli yelpazelere yaymasını da iyi biliyor. Misal ünlü Elektronik müzik bilimcisi direksiyonu olmayan deli adam GARY NUMAN'ın CARS'ı  Nazan Öncel'in Erkeklerde yanarına o kadar çok benziyor ki kült olmuş Türkçe pop şarkılarının %90,69'nun arak olduğunu söylesem sizinde içiniz yanar. Neyse arak marak tarak ...rak...Dinlemek gerek...








WARPAİNT ve Aseton: KADIN GRUPLARINDAN SEÇMELER

warpaint

Warpaint bir kadın grubuna göre (erkek egemen müzik dünyasında) her ne kadar devrim niteliğinde bir iş çıkartmasa da (ki artık devrim mi kaldı evrim mi be koçum diyebilirsiniz) temiz,inişli çıkışlı ve akılda kalıcı bir iş  çıkardıklarını söylemek gerek. 
Bizde (Türkiye'de ) bu gruba hafif benzeyen bir grup olarak Aseton'u söylemek gerekir.Zaten onları da bir zaman tanıtmak (eğri doğru yönleri ile kadın gruplarının avantaj ve dezavantajlarını içeren bir yazı mesela) isterim. Dinleyin siz bir bakın yinede.

aseton




Red hot chili peppers'da devrim: John frusciante OUT Josh Klinghoffer İN

John frusciante Red hot dan ayrıldı. Öküz gitti ama ortaklık bozulmadı.John frusciante'nin kankası Josh Klinghoffer gruba dahil oldu. Zaten ilk bakışta amca oğlu,hala kızı kadar birbirlerine benzediklerinden fiziksel bir uyumsuzluk yok. Amma velakkin cümbür cemadin şöyle bir durum var ki John frusciante şiir gibi çalıyordu be kardeşim.Josh Klinghoffer ise bildiğin düz yazı.Hadi hayırlısı.Bu arada Red hot'ın 2011 mahsülü Im with you hakkında yazacaklarım bir kaç güne hazır olur.O arada John'u tekrar anarız mütamadiyen.Aşağıda yeni eleman (aslında yeni demek yanlış grupla turneler,kayıtlar yapmış aileden biri zaten) Josh un Red hot içinde ki durumuna şöyle göz atabiliriz. 



John frusciante


John frusciante'nin gitar set up ı (o sesler sadece bir gitardan çıkmıyor be güzelim)

Josh Klinghoffer