16 Ağustos 2009 Pazar

Arctic monkeys-Humbug-Maymun Gözünü Açtı



Arctic monkeys ilk albümden bu yana epey bir yol kat etti. Bunun sebebi sadece ritm gitarın yere sağlam basmasının verdiği güç değildi elbette. Yüzlerce büyük konser veren grup bu sayede grup müziğini birinci tekil şahıs anlayışı ile üretmeyerek o sinerjiyi ve coşkuyu bizede geçirdiler. İlk albümdeki Jimi hendrix’ten , The Jam’e , The Clash’den , Thin Lizzy’e kadar uzanan ve 90ların ortalarından bu yana revival modasını gündeme getiren diğer türdeşlerinden aldıkları ilham ile daha tutarlı ve anlamlı bir sıyrılış yaşadıkları açık seçik bir gerçekti. Her ne kadar ikinci albümlerinin ortalama bir albüm olacağı iddiasından bulunup dediklerimin haklı çıkmasına sevinsem de “505” gibi bir şarkının onların geleceği ile ilgili sinyalleri verdiğine kanaat getirmiştim. Ki dediğim oldu. Alex Turner The Last Shadow Puppets ile yaşıtlarına ve benzerlerine öyle bir nanik yaptı ki Arctic Monkeys den haz almayanlar bile ne diyeceğini bilemedi. Henüz The Last Shadow Puppets albümü çıkmadan akustik canlı performans görüntülerini gördüğüm “Standing next to me” ilhamını “Love” grubunun “Alone Again or” dan aldığını görünce Alex Turner’ın folk rock ve 60lardan nemalanmasına sevinmedim değil. İşte bütün bu olanlar yeni albümleri ile “bu çocuklar üçüncü albümlerinde olgunlaştılar” geyiğine dönüştü biraz. Herkesin olgunluk anlayışı genelde hareketleri parçalar yapan grupların orta tempo parçalara göz kırpması minvalinde seyrettiği için Arctic monkeys üçüncü albümü ile epey olgunlaşmış geyiğine çoğu kişinin kafa sallaması kaçınılmazdı. Oysa onların bu gelişim ve değişim sürecinin bir parçası olarak bunları yaptığını görmek/görmezden gelmemek gerek. Bu yüzden üçüncü albümleri “Humbug” önceki iki albümden daha aklı başında ve kemikleşmiş bir yapıda karşımıza çıkıyor. Fazla olan partisyonlar ve atraksiyonlardan arıtılmış, ununu eleyip duvara asmış bir folkçu kıvamında çalınmış gitarlar, parçaların ruhuna uygun sade düzenlemeler ve Alex’in vokalinde ki “akıl yaşta değil,baştadır” kıvamı albüme garip bir retroluk katıyor. Öyle ki “Humbug” albümde en sevdiğim şarkıların başında olan “The Jeweller's Hands” bana Marc Almond klasikleri olan “Something's Gotten Hold Of My Heart” ile “She Took My Soul In İstanbul” arasında bir yerde geldi. Hatta Marc Almond şarkılarını İnterpol coverlamış gibi geldi. Gitarlarda ki ve davullarda ki düzenlemeler ve tonlar yer yer stoner rock hissiyatı vermekte ve bunun sebebinin Queen of the Stone age frontmeni Josh home dan kaynaklanmakta olduğu her halinden belli olmakta. Ama albüm için genel kanım aklı başında-daha az deneysel ve cool bir GALLON DRUNK albümü gibi diyebilirim. Hatta zaman zaman Madrugada(The Deep End… albümü) ve biraz 16 horsepower biraz The Tea Party sularında yüzdüğü bile söylenebilir. Ama GALLON DRUNK’ın “ You, The Night ... And The Music” albümünü dinlerseniz hatta o albümden “Just one more” u dinlerseniz Arctic monkey’in gidişatının şimdilik nerelerde seyrettiğini anlayabilirsiniz. Ki “Pretty Visitors” bile bize bir şeyleri işaret ediyor. Tabii işaretleri görebilene! Çünkü maymun gözünü çoktan açtı.
not:The Jeweller's Hands yorumların içinde sizi bekliyor...