15 Kasım 2014 Cumartesi

ARABESK MÜZİĞE FİKRET KIZILOK ATARI VE ORHAN BABA'NIN FERYADI



Fikret Kızılok ve benzerleri arabeskin arabesk olduğu zamanlarda sessiz bir savaşın içindelerdi. İşte Orhan Gencebay ile Fikret Kızılok'un bu benzerlik taşıyan parçaları iki müzik adamının inceden restleşmesi olarak algılanabilir. Fikret ağa bey kent ozanı vuruşu ile gol atmış denebilir. Orhan baba ise ne dedi o zamanlar bilemiyoruz. En azından sinirlenmiş diyebiliriz. Her ne kadar arabeskle bir alıp veremediğim yoktur lakin bu ülkenin müziğinin safi bok-pop-arabeskleşmesi ile imtihanı henüz bitmeyecek gibi görünüyor. Bu da işin en vahim yönü. Tüm olup biten bu zaman tüneline birde ben ufaktan katılayım diyorum. En altta da David Bowie'nin "The Width of a Circle" şarkısı var.Orhan Baba 70lerin başında Tanrıya Feryat'ı yazmış olduğu kadar David Bowie de aynı şarkıyı 1970'de çıkarmış. Ne olacak şimdi Orhan babuuuuuuuuu!



BUYUR BURDAN YAK!



O SES TÜRKİYE VE STAR ÜRETEMEME SORUNSALI: BİZDEN NİYE STAR ÇIKMIYOR AYOLL!



Malum ülkemizde sahici yetenek yetiştirilmeyince zoraki yarışma programlarında zoraki tırnak içi meşhuru üretmeye yoğun çaba sarfediyoruz. Yine malum kişi tarafından Türkiye şubesi "yeteneksizsiniz" yarışması bir kaç sene önce birinci seçilen köpeği ile ülkemizde hayvanların insanlardan daha yetenekli olduğunu bize göstermişti. Ben algı operasyonu ile gerçek zamanlı parodinin ironiye dönüşmesi olarak görüyorum hepsini. Keşke bir de keyif verici bir mizah duygusunu bizde yaşatsa!Neyse meseleye geri dönelim.

   The voice (bizimkinin orjinali) ile kıyaslanamayacak kadar çakma bir program olan O ses Türkiye her yönüyle başarısız bir ses yarışması.Misal bir başka şarkıya türküye lanet olsun yarışması olan american idol tuhaf bir şekilde star türetme ve bu başarıyı sürdürülebilir kılma konusunda muazzam veriler bize sunuyor. Adam lambert bunlardan sadece biri. Bir proje olan one direction ikincisi diye sıralanıp böyle gider. Bizde ise güçlü ya da eğitimli sesler yok değil ama bunların şarkı seçemediğini (öncelikle ses aralığına ve rengine uygun şarkı seçme kulakları olmadığını) ibretle izliyoruz. Ayrıca özgün denemeler hiç yok. Ve neredeyse hiç bir şarkıcı şarkıya ruh katamıyor. İşin bu kısmı ise bence eğitimle olmayacak bir şey.

 Star çıkaramama deyince ilginç bir şekilde 2011 yılında yapılan o ses Türkiye'den juri üyelerinin sadece birinin ( O da gariptir ki Hülya Avşar) döndüğü bir kızcağız (İrem Derici) eli yüzü düzgün düzenleme ve prototip pop şarkıları ile bir yer edindi. Bir başka açıdan piyasanın ne kadar yeni yüzlere ve şarkılara açlığını b u örnek bize gösteriyor. Ama herkes aynı formülleri denemekte ısrar ediyor. Çünkü belediye ve üniversite konserleri yapayım yeter benim için diyen ne ünlü isimler var. Hele kimilerinin reklam ve tv programlarında ki işleri olmasa şarkıcılıkla aç kalırlar yani durum o kadar vahim.

İşte üstte 2011 o ses Türkiye'de dönülen ve belkide bu sayede şansı da dönen şarkıcı İrem Derici'nin o yarışmada ki performansını tekrar izledim geçen gün. Başlangıçta ilginç bir şey söylüyor. 

Diyor ki : " 4 yaşındayken org hediye etmişler ve o da o yaşta verilen org ile Ellerim Bomboş parçasını çalmış ve annesi keşfetmiş vs...."

Oysa şurada gariplik var.İrem 24 yaşındayım diyor orada. Yani 20 yıl önce orgla olayı başından geçmiş. Yarışma ise 2011 de ise 2011-20=1991 ediyor. Ama Fatih Erkoç'un Ellerim Bomboş albümü 1992'de piyasa çıkmış. Enteresan...

13 Kasım 2014 Perşembe

O SES TÜRKİYE'YE ÇIKSAN NE SÖYLEMEK İSTERDİN?

Bu soruyu ben kendime yönelttiğimde liste epey uzuyor ama sanırım ilk üçte bu şarkı olurdu. Belkide bir olurdu belkide pir olurdu du  du dudu dudu dil......