17 Ekim 2008 Cuma

Nazan Öncel-Bu havada gidilmez


Türk pop müziğinde Sezen Aksu diye bir vaka vardır.Kendisini pek sevmem.(İlerde iyisi ile kötüsü ile onu işleyeceğiz)İyi işleri yok mudur elbette vardır.Ama ben herkesin Sezen dediği yerde Nazan demeyi Nazan Öncel'i ön plana çıkartmayı daha manidar bulurum. Çünkü Sezen'e göre daha samimi daha içten daha bir çocuksu gelir bana.Bu şarkıda çok rahatça bir "liseli" defterine yazılmış bir iç geçirme olarak kayda geçebilecek izlenimi versede çok güzel bir Nazan Öncel şarkısıdır.Mustafa Sandal'da "Pazara kadar değil, mezara kadar-Gelirim senle fizana kadar-Ayrılmak yok en son gün bile-Tarih bizi yazana kadar" demiştir.Ne kadar sözler içerik olarak aynı gibi görünsede arada bir o kadarda uçurum vardır. Bu dinleyince daha rahat anlaşılır.





beni bırakıp gitme bir yere
gidersen unutursun
dilerim böyle olmaz

Bu havada gidilmez
Güneşli günde gidilmez
Aslında hiç gidilmez

Son günüme kadar
Kalp durana kadar
Aşk mezara kadar
(sakın haa gitme)

beni unutma
unutama inşallah
unutursan kahrolurum
dilerim öyle olmaz

bu baharda gidilmez
yağmurlarda gidilmez
aslında hiç gidilmez

son günüme kadar
kalp durana kadar
aşk mezara kadar
(sakın haa gitme)




Not:İlerde Nazan Öncel ile ilgili geniş bir yazı yazabilirim.

3 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

İlk gençliğinden bu yana, bu günlerin hayalini kuran, sokak müzisyenliğinden gelen yetkin şarkı yazarı Nazan Öncel için devir daim eden 2 hadise vardır:
1- Sahiciliği
2- Sezen Aksu ile olan, sonu gelmeyen kıyaslama hadisesi

Popüler müzik piyasasına hayli geç yaşta atanan, ne güzelliği ne de albenisi olan birisiydi başlarda. Cadılarda olan, bakanı rahatsız eden bir duruşu vardı. Sağ olsun, Nazan da süslenmeye pek önem vermez, hippi halinden ödün vermezdi. Pop için batan kendini reddettiren Nazan ilerki yıllardan bazılarımızı çoktan kendisine esir edecek sözcüklerle şarkıları kuracaktı.

İlk iki albümüyle halen kendisinin de çözemediği denli pop olan Nazan, 3 numaralı ve takipçilerinin nazarında en iyisi sayılacak "Göç" ile birlikte taşları yerine oturtuyor olacaktı, Depresif kadın vokaller arasında haklı bir birinciliğe sahip olacak işleri mermi gibi kalbe işleyecekti. Eyvah, bu kadın diğer kadınlara benzemiyordu! Albümle beraber sıkıntılarını en direkt şarkılara yediren Nazan hayatını açmaya başladıkça kendisiyle yüzleşip rahatlayacak eşzamanlı daha da beter bir ruh haliyle ilişkide olacaktı. Şarkıcı-dinleyici empatisi de hiç olmadığı kadar yerinde bir görev görecekti.

Dinleyeni yerinden göç ettiren albüm sonrası gelen "Sokak Kızı"nda ise -onlar ne derlerse desinler- daimi düşmanı Sezen Aksu ile işbirliğine girip die hard Nazanseverleri kendisine küstürecekti. Bilinen Sezen, her zaman Nazan'ı engelleyip pastadan dilime Müsaade etmemişti. Neticede Küçük Serçe piyasada en az kendisi kadar başarılı bir ismi daha çekemezdi! Son büyük albümünü de yıllar önce yaptığından bundan sonraki işi şarkı yapmaktansa şarkıcılar üzerinde merkezi güç olmaktı. Yenemediğin eli öpeceksin mantığıyla Nazan'la çalışsa da ortaya çıkan işten iki taraf da memnun olmayacak, en başarısız Nazan albümü deyince herkes Sokak Kızı'nı gösterecekti. Avuntuyu hala Göç'te bulanlar ise, bir daha olmaz dese de 1999 senesinde ise, Türk popunun belki de en ayrıksı, en keskin albümüyle karşı karşıya kalacaktı. "Demir Leblebi" adlı albüm adı gibi hazmetmesi zor, dinleyenin yutkunmasına sebep olan acı bir albüm olarak kalacaktı. En mahrem anlarını bile açmaktan gocunmayan Nazan, babasının cinsel tacizinden deli sayıklamalarına kadar iki eliyle kendisini müzik için ayıracaktı. Sürekli saklanan ama yadsınamaz bir gerçek olan ensest ilişki, Nazan'ın dudaklarından dökülmüştü bir kere: Anasının sütü, babasının çükü! Bu kız böyle öğrendi hayatı anne.

Nazan albümle beraber öylesine kusmuştu ki artık rahata da kavuşmuştu. Sonraki yıllarda Tarkan'a verdiği şarkılarla hatırlanacak olan Nazan, Gülşen'den İbo'ya, Gülben Ergen'den Banu Zorlu'ya magazin skalasındaki nice isme 'vererek' zar zor edindiği aykırı imajını bir güzel, büyük bir samimiyetsizlikle dağıtacaktı. Yıllardır bin bir emekle oluşturduğu karakteri de pazara sokacaktı.

Şehirli Derviş dedi ki...

@Tacim

Buna yorum denmez sanırım.Düpedüz kritik bu.Eline sağlık.

Evet, son hali ile "Ruhunu satılığa çıkarmış ruhban" gibi bir izlenim versede hatta prodüktörlüğe soyunduğu şu günlerde "Janti" mi hala ruhu bilemesekte durum hala şüpheli.Hasar yok mu çok.Gerçek şu ki Nazan Öncel müzikal ruhu ve samimiyeti ilede ensest ilişkiye girdi çoktan.Benim temennim umarım doğan çouklar sakat olmaz.