16 Ekim 2008 Perşembe

Şehirli Derviş-Bu Blog-Vs...

Şehirli Derviş
(kimdir,nedir,ne yer,ne içer,kimlerdendir)
"Dervişlik hâldir, söz değildir, söz ile ele geçmez" der Seyyid Abdulkadir Geylani.O yüzden ismime aldanıp beni "derviş" sanmayın.Ne kadar hâlimi sözle anlatmaya çalışsamda derviş değil sadece işsizim.Belkide bu yüzden yazıyorum kim bilir.Sizdende iş talep etmiyorum sözüm ona ama sizinle de işim var denebilir.Çünkü buradayım ve yazıyorum.Çünkü "iş" çoğulluk gerektirir.Sizinle olan işim ise ticari bir ilişki değildir haliyle.Türk Dil Kurumunun "iş" kelimesine verdiği ilk açıklama bu blog içinde geçerlidir yani.Sonuç olarak "Derviş" ile "işsiz" arasında ne kadar fonetik benzerlik varsa ben o kadar dervişim işte.
"Şehirli derviş" kendime biçtiğim bir latifedir.Ama bir "nick" ya da bir "lakap" değildir.Mesela -dünya küçük- bir yerlerden beni tanıdığınızı düşünürseniz ya da bir yerlerde beni gördüğünüzü sanarsanız şiitt(shit değil) "Şehirli derviş" derseniz bir gün;ben dönüp arkama bakmam tabii.(çünkü burada "bana sadece 'iş' arkadaşlarım memoli" der gibi bir durum olmadığı için "şehirli derviş"liği kendimde görmem-bu durum sadece bu blogla sınırlıdır- bana ailemden başka kimsede seslenmez/seslenirsede adımla çağırırlar zaten)Ama bir çok kişinin içinde orta yerde "şehirli derviş" dediğinizde size garip garip bakabilirler. İşte size bakan o tüm insanlar "Şehirli Derviş" olabilirler.Bu aklınızda "Hepimiz şehirli dervişiz,hepimiz Kyser Soze'yiz" açılımına tekabül etmesin. Bu açıdan "Şehirli derviş" bir metaforda sayılabilir.Ve içinde/dışında ne kadar mecazlar barındırsada her şehirlinin "Şehirli derviş" olduğu gibi bir durumda buradan çıkarılabilir.En azından ben buradan böyle bir anlam çıkarmaktan kendimi alamıyorum.Çünkü "Derviş" sûfiyâne bir hayat yaşayan kişi,esas itibariyle "muhtaç, fakir" anlamlarına gelir.(ayrıntılı açıklama için:vikipedi)Ve her şehirli az-çok maddi ve daha çok manevi fukaralık içinde kendi olmaya-olduğu gibi kalmaya çalışırken;her yeni gün daha fazla inziva hayatını ofislerde,odalarda,plazalarda,yerlatında,yerüstünde,4duvararasında tecrübe ederken nasıl olurda her şehirli "derviş" sayılmaz.İnandığımız şeyler çeşitlilik arz etsede bu keşmekeşlik içinde varolan dervişlik potansiyeli bizde mevcuttur.Atatürk'ün "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" lafını modifiye edip "Muhtaç olduğumuz kudretin her an bizimle olduğu mutlaktır"da diyebiliriz.Ben öyle diyorum çünkü bu muhtaçlığı ölene kadar muhafaza edeceğiz.(Bu arada Atatürk'ün sözünü modifiye ettiğim için "sanırım darbe olmaz ya da lan bu adamın isminden belli derviş-ermiş-kendinielevermiş" gibisinden düşünülmesin diyede bu parantez açılmıştır.Çünkü Ulu Önder "beni övme sözlerini bırakınız; gelecek için neler yapacağız, onları söyleyin!" diye bir lafta zikretmiştir anlayana!)
Velhasılıkelam bu yazıyla kafanızı çocuk maması kıvamına getirmiş olabilirim.Kıvama getirmeyi,yer yer ayar vermeyi,bazen gaza gelmeyi,gerektiği yerde bir güzel sövmeyi,zamanı gelince gitmeyi severim.Bu açıdan diyeceğim şu ki çocukları sevin,kedileri sevin,ağaçları sevin,Allah'ı sevin,Allah'ı bulanları sevin,Allah'ı bulamayanları sevin(Allah'ı bulamayan ile Allah'ı olmayan farklıdır!),sürekli Allah Allah dememi irticai bir faaliyet bellemeyin,(bu arada irtica kötü bir şey değildir-sadece "devlet sırrıdır"-içeriği açıklanmaz ve pek çok kişiye göre çeşitli tanımı vardır-misal şeriat kelimeside kötü bir şey değildir duyunca korkmayın!)bisikleti sevin,güzel sesleri sevin,güzel sözleri sevin,ailenizi sevin,geçmişinizi sevin,sevin,sevilin,ama daha çok sevin,sevin,sevin...

Bunca sevgi seline rağmen "beni sevmek zorunda değilsiniz".
Ama ben yazmak zorundayım.
Çünkü yazmaktan başka "çarem" yok.

not1:[bu bir içtenlik demogojisi ya da samimiyet şerhi değildir]Bu sadece şeydir.Her hangi bir "şey"dir.
not2:Sürekli parantez açıp bir şeyleri açıklama ihtiyacım tüm yanlış anlaşılmaları gidermek ve tatmin olmak içindir. Malum fitne-fücur çoktur.
not3:Daha ilk paragrafları okuyup beni ve bu blogu kendine göre etiketleyen,sınırlar çizen,önyargıları ile yargılayan zihniyetin,bu nota kadar okuyan zihniyetten farklı olduğunu düşünüyorum.Ama bu buraya kadar okuyanlara sevgi gösterisi yapacağım anlamınada gelmez.

Bu Blog
(ismi pek matah olmasada)
Bu blog klişe bir tabire sığınıp bir şeyler karalamak için kullanılmaktan ziyade özellikle ve genellikle müzik konusunda bir şeylerin altını çizmek-karalamak yerine aydınlatmak-her müziği ve kişiyi kendi konumunda değerlendirerek sağlıklı bir müzikal bilinci oluşturma niyetindedir. Bu niyet "hayal" bile olsa samimi bir niyettir. Ve bu niyet uğrunda kurulan cümleler-kullanılan kelimeler birer nimettir.Bir yazarın dediği gibi: "kelimeler nimettir;nimetle oyun olmaz."Zaman zaman haddimizi-boyumuzu-ufkumuzu aşan kelimelerde sarfedebiliriz. Bunu sözleri israf olarak görmekten çok sonsuz bir "toy"luğun ürünü olarak görüp-gelişerek,olgunlaşarak ve büyüyerek ilerlemeyi temenni etmek daha makbuldür.Kendi dileğimde budur.
"Elit Müzik Yazarı" modunda değil "Müzik hakkında yazmak" konumunda cereyan etmeyi arzuladığımı bilmenizi isterim. Çünkü şu günümüz "blog karnavalı"nda yeterince karavana blog varken, her blog yazarı kendini "meçhul meşhur yazar" olarak görürken bu kendini "adam" sayan blog hodbinliğe yanaşma-gelen yorumlarla yavşama dalaletine düşmemeye çalışır.
Söylediği sözler ortaya atılmış birer bilinçaltı inikâsıdır.Herkesin anlaması için yazılmaya çalışılan bu yazılar bazen anlaşılmayacak kaotikliğede gebe olabilir.Kurt Vonnegut der ki: "Pencereyi açıp herkesin seveceği bir şey yazmak isterseniz;zatürre olursunuz." Bu yüzden genelde "açık" yazmaya çalışıyorum. Bu "kapalı" yazarsam anlayamazsınız, "ben varya ben..." demekte değildir. Çünkü her yazar ne kadar anlaşılamamanın keyfini sürmek istesede(gizemli olmak istesede) daha çok anlaşılmak ister.
Bu blogda anlaşılması için yazılır.Ama anlaşılmasada yazılmaya devam eder.(imkanlar dahilinde)
Yorumlar
Yoruma gerek yok ben kendim için yazıyorum dersem yalan olur.Her tür yorum burada yayınlanıyor.Solcu-Sağcı-Devrimci-Ataist-Dindar-Eşcinsel-Normal-Anormal-her türlü "homo sapiens" yorumlara iştirak edebilir. Yazılara gelen olumlu ya da olumsuz her yoruma cevap verilmeye çalışılır. Çünkü her yorum yine yorum bekler.Yorumlamak iyidir.Yorumu yorumlamak iyidir.Bazen yorumlamak homurdamak olarak tezahür edebilir. Sınırları aşmadıkça sorun yapmam. Bu sınır Meksika sınırına kadardır.
Başka sitelere-bloglara-forumlara yazdığım yorumlardan şunu söyleyebilirim ki burası "artistlik poligonu" ya da "Entel meydanı" değildir. Kişileri müzikal bilgilerinden-düşüncelerinden-Nickinden dolayı "adam yerine" koymamazlık etmem. Aksine yazılan yorumların blogun kimliğini belli ettiğini-ne kadar samimi olup olmadığını-kimin ya da kimlerin tekelinde olduğunu-hangi bilinçle yazılıp çizildiğini ortaya koyduğunu düşünüyorum.Yorumsuzluğunda kimi zaman bir "etki" kimi zaman bir "tepki" olduğunu ama yorumsuz kalmanın sitenin katmadeğerinden bir şey düşürmeyeceğini düşünüyorum.(Yorumsuzluk kimliksizlik değildir) Ama yorumlara verdiğim cevaplarda(ek yorumlarda) yazan kişinin üslubuna göre fıtratım değişebilir/değişir.Şirretleşebilirim ama bununda bir sınırı vardır.Ve bu sınır Kasr-ı şirin antlaşması ile çizilmemiştir.
İçerik
Blog içeriği belli bir kronoloji izlememekle beraber kafasına göre takılır.Ama bu kafasına göre takılma eylemi "kafa bir milyon" şekilde değil aklı selim bir biçimde yapılır. Bu yüzden denge esası korunarak hem dünü-hem bugünü-hemde geleceğe yönelik yazılar yazılır. Zaman zaman ingilizce takviyesi yapılmasının nedeni ise yabancı okurlarıda bu blogda görmek isteğidir.Belki ilerde Türkçe ve İngilizce içeriği beraber uygulama şansımız olur.Ben buna talibim,yazıların ingilizce çevirisini yaparım diyen arkadaşları ise baş tacı edebilirim.Çokta güzel olur.İstediğimde budur. Genel olarak Rock tabanlı bir müzik skalasında dolansamda bu çerçeveyi genişletme gayretindeyim.Sevmediğim kişileride tarafsız yazmak mecburiyetindeyim.En azından böyle düşünüyorum. Yazıların uzunluğu-kısalığı-doluluğu-boşluğuna bakılarak grup hakkında yorum yapmak yanlış olur. Öyle ki kısa bir yazı ile geçiştirilmiş bir grup ya da müzisyen sayfalarca yazılmış bir yazıdan daha kaliteli olabilir/hoşunuza daha çok gidebilir. Müzikal yönü olan sitelerde ki gettolaşmaya karşı olduğumdan ve böyle bir çok sitede,blogda yazdığımdan dolayı Türkiye'nin görüntü-içerik-anlayış sorunlarını bildiğimi düşünüyorum.Bilmediğim yerlerde bir bilene sormaya çalışıyor;bu konuda sizlerdende yardım ve destek bekliyorum.Ayrıca ben bu bloga katkıda bulunmak istiyorum diyen olursa kapıların sonuna kadar açık olduğunu ama yapısal ve içeriksel bir bozulma olmaması için editoryal diktatorya filtresi olacağını belirtmek isterim.
not1:Genelde "siz"li "biz"li konuştuğumun farkındayım.Bu TRT 2 sevgisinden kaynaklanıyor olabilir.Özellikle bu yazıda bu daha çok oldu.Bu blog için "Biz" diyeceğim bir örgütlenme yok.Sadece "ben(şehirli derviş)" yazıyorum. Ama sizin yorumlarınızla "biz" olmaya her geçen gün yaklaşıyoruz.
not2:Bu uzun yazıya ister "tanıtma" deyin ister "doktrin" ister blog "manifesto"su
Ben bu yazıyı niye yazdım
Bilin istedim...
Neyi(dış ses)
Gerekeni...
sonnot:Hayırdır birden bu yazı nereden esti diye soruyorsanız,"gecikmiş bir yazı" sadece derim.

11 yorum:

Adsız dedi ki...

blogunu seviyorum.

Şehirli Derviş dedi ki...

sevgi bizden efem...

kipri dedi ki...

çok keyif aldım gezinirken...

Şehirli Derviş dedi ki...

@kipri
keyif alan kiprilere selam olsun...

poseidon dedi ki...

ne güzelsin ya.. damla olup zihnindeki denize düşmüşsün..

Şehirli Derviş dedi ki...

@poseidon

Bende seni bekliyordum Denizlerin Tanrısı.Ne de olsa aynı denize düşmedik mi...

Elif Savaşçı dedi ki...

Merhabalar;

Blogunu sevdim. Yazılarını okurken hem güldüm hem de keyif aldım.

Tebrikler.

Şehirli Derviş dedi ki...

@Elif Savaşçı

Teşekkürler.İsmin gibi yorumunda benim tekrar yazmama bir ilk vesilesi olur.

Elif Savaşçı dedi ki...

Ne mutlu bana o zaman :)
Sen de sağol.

Merdedin dedi ki...

Dinleyicilerin, üreticilerin ve yorumcuların en üstadı, yazılarından da anlaşılıyor seçtiğin albümler/parçalardan da bu dünyanın derinlerinde yol aldığın

Şehirli Derviş dedi ki...

@Merdedin

Üstad kelimesini ne kadar doldurabiliriz bilmem ama sevdiğine,dinlediğine ve beğendiğine çok sevindim.Gözlerinden öperim kardeşim.