3 Şubat 2009 Salı

PURESSENCE-Ruhlarda hiç bir sızı yok

Sen beni tanımazsın okuyucu. Sende tanımazsın blog.Bazen ben bile kendimi tanımıyorum. Tanımlanmaya ihtiyacımın olduğunu düşünmeyen bir tamlamayım.Evet,zincirleme!Evet, belirtisiz!Evet,takısız! Epey uzun zamandır kimseye pek ilgi duymayan biriydim. Öyle ağzımı açık bırakan bir kız olmamıştır hayatımda.Hele ki bunu ELDE ETMELİYİM diye hiç dememişimdir Allah şahit. Kimisi ile mahallede ki sütçüden süt alırken kimisi ile bir marketin süt reyonunda karşılaşmışımdır. Kimisi ile kitap arasında kimisi ile tavan arasında. Sudan olmasada Sütten sebeplerden hep. Yoksa aşkı düşlerde yaşamayı severim zaten. Nede olsa uzadıkça kısalmayan tek şey düşler(mi).
Bir hoşlanma hikayesi bu sayın okuyucu. Zaman çok zamansız bir anda karşıma onu çıkarıverdi."Şapkadan babam çıktı" misali.İşte Tesadüfler gülüyordu halimize.Sonra vesaire vesaire vesaire.
Uzattım ve bu şarkıyı verdim ona.Almak istedi.Eli uzanmadı sonra.Belkide kalbi!Dedi sonra sen hayatı hep hikaye gibi mi yaşarsın. Dedimki hikayeleri kim sevmez ki! Dedi ki Her şey iyi hoş da bu kadarı fazla bana. Eksikken nasıl fazla olabilir insan ama!!!
İşte o gün bu gündür uyumadan önce süt içerken bu şarkıyı dinliyorum. Süt bitmesin diye mi yoksa belki rüyada onu görürüm diye mi? Bilmiyorum. O günden beri
süt içtikçe kısalıyorum.

Hiç yorum yok: