5 Ağustos 2008 Salı

Müziğin Geleceği İçin Öngörüler-1

"Körler çarşısında ayna satma,
Sağırlar çarşısında gazel atma!"
-MEVLANA-

Müziği takip etmek artık çok zor hale geldi. Bu durumdan çoğu blog-webzin-fanzin ve müzik magazin yazarı muzdariptir sanırım. Bir de müziğe gerçekten bağlı olan kitle ve yeni sesleri yeni heyecanları ıskalamamak isteyen insanlar var ki olay iyice kabir azabına dönüyor. Çünkü bu sanal kaotik ortamda hangi gruptan nasıl haberdar olacağız ki! Parası çok olan,arkası her iki anlamda da sağlam olan grup ve müzisyenler promosyon çalışmaları-bolca dönen klipleri-Ticari ürünlerle birlikte kampanya oluşturmaları-internet grupları ve örgütlenmeleri ve bir sürü artı avantajı ile diğer grupların duyulmasını ister istemez engel oluyor. Yeni ama umut vaat eden bir çok grubu bu yüzden göz ardı edebiliyor(uz). Onlarda belli süre sonra popüler olmak için tavizler vermeye başlıyor. İçler acısı bir durum işte! Grupların ve müzisyenlerin mantar hızı ile çoğalıp bir o kadar hızla kaybolması devam edecek şüphesiz. Daha karma janrlarda büyük gruplarıda ilerde göreceğiz kesin. Çünkü piyasa bir yerde kendini yenileme isteği hissediyor ya da hissedecek. Birileri düğmeye bastığı zaman bazı türler ve müzik tarzları tekrar gündemi bir süre meşgül edecek. İşte bu konuda ki öngörülerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu bir çok Türk grup ve müzisyen içinde yararlı bir yazı olabilir. Türk gruplarının ve müzisyenlerin böyle bir yön göstermeye gereksinimi fazlası ile var. Belki dünyada ki bir çok ülkeye göre teknik bilgi ve yeteneklerimiz fazla ama tarz-stil-imaj-algılama-bütünlük-ekipman eksiği-ton-duygu verebilme-konsept-füzyon-oluşturmacı kimlik(yaratıcılık da denebilir) eksiğimiz ise çok fazla. Bir Ankaralı olarak bunları en azından Ankara piyasası için çok rahat söyleyebilirim. Ve hem mainstream(popüler) hem underground(fazla bilinmeyen) grupları kendimce uzun süredir(5-6 sene)çok iyi takip etmeye çalışan biri olarak bunları yazıyorum. Ayrıca bunları herkesin anlayacağı dilde yazmaya çalışıyorum.(Bu blogda ki tüm yazılarında öyle olması için uğraşıyorum). Artık yapımcıların kolay kolay albüm yapmadığı-müzisyenlerin ve grupların kendi imkanları ile kayıt yaptıkları-albüm çıkardıkları-klip çektikleri bir zamanda ki kendi başlarına bir albüm yapan-klip çeken insanların geçmişine bakarsanız aileden ya da bir şekilde parası olduğunu yani tuzu kuru olduğunu anlarsanız.(istisnalar hariç) Bu yazı yeteneği olup nereye entegre edeceğini bilemeyen bir çok kişiye de fikir verebilir. Ne yazık ki Türkiye'de parası olan çoğu grup doğal piyasa endişesi ile orjinal denemeler yapmaya çekiniyor. Ya da bulunduğu konumu muhafaza etmek için çalışıyor. İyi dediğimiz kişilerde batıyı taklit ediyor genelde. Bu bazen başarılı çoğu zaman vasat bir deneyimden öteye de geçemiyor. Bir çok yeni ve eski grubu orjine alarak inceleyeceğim. Umarım herkese faydası olur ve daha güzel müzikler üretebiliriz. Ve benimde nacizane bir faydam olmuş olur. Ama çoğu kişinin bu yazı serisini okuyacağını sanmıyorum. Neyse bir kişi bir kişidir!

Önemli Not: İkinci bölümde önümüzde ki seneler hangi tarzların yükselişe geçeceği- hangi grupların "return" olayı ile gündeme geleceği ve neleri yaparsanız bir albümün ya da şarkının tutacağı ile ilgili tesbitlerde bulunacağım.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

lol

Şehirli Derviş dedi ki...

bu da yorum sayılır Ayol