19 Aralık 2008 Cuma

Yeni Nesil Türk Rock Tayfasından Örnekler

Şimdi sizlere iki yeni albümden ve genele seslenmeye çalışan iki arkadaşdan bahsedeyim. İlkinin adı Orhan Deniz.Yanlış hatırlamıyorsam Bursa semalarından yeni bir ses. Halford sevdalası bir kardeşimiz. Uzaktan kıraç bir metalci intibasını fazlası ile veriyor gerçekten. "Derdim büyük" adlı şarkısınıda klip çekilmiş.İyi hoş. Şimdi ses konusunda bir yorum yapmak gerekirse ne Halford gibi ciğeri söken bir sesi var (ya da albümde böyle bir performans yakalayamamış) ne de sesinde orjinal bir tını var. Aslında kimseye benzemiyor sesi ama kimseye benzememesi bir avantaj olarak yanına da kar kalmıyor. Garip bir durum işte.Afili bir myspace sayfası var. İmajının üstüne üstüne gidilmiş ama bazı fotoğraflarda tinerci çocuklar gibi çıkmış. Eğer böyle bir hava yakalanmak istemişse gayet başarılı olunmuş. Kayıtlar ve çalınan enstrümanlar gayet iyi.Solo gitarların tonlarını beğenmedim."Delirdim Galiba" adlı parçasında ses ve söz iç içe geçememiş. Muhtemelen müzik önce yazılıp söz sonra yazıldı.Zaten tüm müzikler başka bir arkadaşa ait. Bu yüzden şarkının içine girememiş arkadaş. Ayrıca şarkı sözleri ne "Haluk Levent" vari "haydi hep beraber" modunda ne de "Cem Adrian" gibi sürekli bir acı-yalnızlık-depresyon hissiyatı veriyor. Bunca şeye rağmen "Beni Bırakma" adlı şarkısını sevdim diyebilirim. Halford etkisi vokaline en çok burada yaklaşıyor. Umarım bol satar diyelim.
Orhan Deniz kardeşimize göre daha fazla "satma" ihtimali olan birini tanıtacağım. Niye böyle yazdım şimdi değil mi? Bunun sebebi gerek imaj gerek içerik mevzusunu iyi anlamış biri ile karşı karşıyayız. Arkadaşımızın ismi "Umut Kaya". Zaten Arabesk rock diye bir tür çoktan var hayatımızda. Ama bu espriyi "Duman" gayet güzel yapmıştı. Aynı espriyi birden fazla yapmak hoş olmuyor haliyle. Ondan sonra herkesde taklit gibi durdu bu tarz. Muhtemelen Umut içinde böyle benzetmeler yapılacak. İşin müzikal boyutuna ve albüme gelirsek yeni hiç bir şey yok. Zaman zaman "Duman" ve "mor yazma"-"bana kelime yapma" adlı şarkılarında "Kurban" vari bir hal ile arzı endam ediyor Umut. Sözleri günlük hayatta kullanılan kelimelerle bezeyerek insanlara yakın tınlamaya çalışılmış. Bence mantıklıda olmuş. Fakat Türkçede "gelcem"- "bilmiyodu" diye bir söz yok bunu bilmesini isterim. Yeni nesil msn gençliğinin Türkçe kullanımında yaptığı hataları vurgulamak için böyle bir detay düşündüyse ayakta alkışlarım onu tabii! Genel olarak şarkıları gayet akıcı. Belli bir tempo hep korunuyor ve kulağa gayet manidar geliyor. Klip parçası "Mevsimler Geçerken" gayet mantıklı bir seçim ve klibi kim çektiyse eline sağlık. Myspace'inde popartını kim yaptıysa Elvis gibi olmuş ama renk tonları yine hoş.(mor)
Dediğim gibi bir espri bir kez yapılır. Ama Umut Kaya ben size yine yapayım belki gülersiniz diyor. Grup 84 sevenlerin seveceği bir tarz albüm. Allah yolunu açık etsin.

Neon İstanbullu bir grup. Uzunca zamandır bildiğim bir grup. Onlarda albüm çıkarmak üzereler sanırım. Aslında İstanbul tayfasından "sound" olarak her zaman beklentilerim yüksek oluyor. Çoğu zaman karşılığını alamasamda! Neon tarzına uygun tınlıyor. Brit pop yapıyor diyebiliriz. Ama bir "Suitcase" gibi Brit değil. Sanki daha Türk işi gibi. Bu büyük ihtimalle vokalden ve melodik gitarların tonlarından sanırım. Şimdi Neon'un her şarkısı bir şeylere benziyormuş gibi bir his veriyor. Bu durum neden çözemedim. Belkide zaman zaman aynı şeyleri dinlemiş olmamızdandır. Radiohead. Manic Street Preachers. The Smiths. Pixies. Sigur Ros. Nirvana. U2. Interpol. Mansun. The Beatles. Doves. R.E.M. The Verve. Oasis. Suede. Blur. Miles Davis. Oldukça kalabalık bir liste. Yaptıkları şeyede sadıklar ki parçalarında bu gruplardan tatlar var. Ama bence Neon'da ki sorun şarkı sözleri ve vokal. Özellikle "aşk bizi ısırıyorken" gibi bir cümle çok garip tınlıyor. İncubus vari bir giriş hatta İnterpol vari bir duruş var parçada. Ama nakarat çok kopuk geliyor. Şarkıdan ayrı yerde asılı kalmış gibi. Zoraki yazılmış gibi."Geceleri aynı" ile başlayan kısımdan bahsediyorum. Vokalin sürekli kendini kasarak söyleyen tarzı insanı yoruyor. Daha vurdumduymaz olabilir gibi. "SAD" -sana ait değilim adlı parçaları hoş bir parça. Genel olarak gitarlarla uğraşılmış ama bence bir Suede ya da The Verve vari riffler ya da uzun pasajlar bulunmamış. Oysa bu iki grup kendilerine yakışabilirdi. Oasis gibi akustik pasajlarda beklemedim değil kendilerinden. Dediğim gibi bu kadar güzel grup dinleyen bir gruptan insan daha güzel şeyler bekliyor. Umarım her şey umdukları gibi olur.

Hiç yorum yok: