14 Ekim 2008 Salı

Kargo-Yalnızlık Mevsimi-öncesi ve sonrası



Türkiye'nin önemli bir rock grubunun müzikal haritası ve kendine çizdiği yol


"O güne kadar bir Türk rock grubundan bu denli karanlık bir albüm dinlememiştim.O günden sonrada dinlemedim."-şehirli derviş...




Evet, "Yalnızlık Mevsimi" benim için böyle bir albümdü. Aslında "Kargo" grubunu seven-sevmeyen-önemseyen-önemsemeyen-önemsemiş gibi görünen herkes bu albümün bir başyapıt olduğu konusunda hem fikirdi(r).Bir albüm A'dan Z'ye nasıl insanı içine alır-konsept bir albüm nasıl yapılmalı gibi bir çok soruya cevap verebilen-fazlasını içeren bir albüm "Yalnızlık Mevsimi". Ki Kargo'nun "Sil baştan" albümünden bu yana bende bir çok anısı vardır. Her albümünü zevkle dinlemişimdir. Evet, her albümünü zevkle dinlemişimdir. Bunun içine "Ateş ve Su" albümünüde katıyorum. Kargo fanı olmasam da iyi bir Kargo dinleyicisiyim. Bu sevginin bir çok sebebi var aslında. Bunlardan ilki pek kimsenin gözardı ettiği bir durum olan Türk Rock müziğinin yükselişini sağlamış ilk grup olmasıdır.Bunu ilk albümleri "Sil Baştan" ile değil Koray Candemir'in kadroya katıldığı ilk albüm olan "Yarına ne kaldı" ile yapmışlardı.(Sil baştan albümünde vokal Deniz adlı bir bayandı-"Yıllar sonra" şarkısının klibini hiç unutmam) İşte ne zaman ki Koray ile Kargo gaza gelip şaha kalkınca "aheyheyhey" nidaları ile bir dönem başlamış oldu. "Yarına ne kaldı" albümünden çıkan ilk şarkı "Yüzleşme" gerçekten gaz bir şarkıydı. Ve Türk rock fişeğini ateşlemiş oldu. Tabii bir çok sebepten dolayı, özellikle Sezen Aksu,Erol Köse,Hakan Peker ve belli başlı bir kaç isim rock müziğin piyasadaki dengeleri değiştireceğini düşündüklerinden olsa gerek 1 rock albümüne karşılık 100 pop albümü çıkınca Türk Rock müziğin çığlığı bir anda fısıltıya dönüştü. Her şeye rağmen Kargo "Yarına ne kaldı" albümü ile farklı denemelere imza atmıştı. Bu albümde "Gece Fanzini" döneme göre oldukça deneysel bir parça olduğu gibi "Yıldızlar Ellerinde" gibi duygusal şarkılar "son defa" gibi stadyum şarkıları "Tırtılın Hikayesi" gibi metin arası göndermeleri olan şarkılar yazmışlardı.O dönem için fazla bir albüm sayılabilirdi rahatça. Sonra "Sevmek Zor" adlı albüm geldi. İlk albümü hem kapsayan hemde onu aşan bir albümdü.Kargo bu albümde daha da yabancı bir grup gibi tınlıyordu.Bunun sebeplerinden biride kayıt ve mix işini "Martin cru spencer"a emanet etmeleri de sayılabilir. Şarkı yazmak konusunda daha da gelişen grup bas gitaristleri Mehmet Şenol Şişli(M.ş.ş)nin yazdığı sözlerin olgunlaşması ile de epey bir yol katetmiş gibiydi. Öyle ki "Çünkü çok zor" gibi "Şairin Elinde" gibi "Ben ve Dünya" gibi "Ayrı Ayrı" gibi şarkıları "yapabilirmisin" gibi gizli bonusları ve meşhur "Badlik Amiri" gibi şarkıları içinde barındırıyordu.İlk albümde ki deneyselliği(Gece Fanzini) bile fazlası ile aşan "Badlik Amiri" ile Kargo sadece rock müziğe değil bir çok farklı türe karşı ilgisini göstermiş oldu. Çünkü grup içinde dönemin ve dünya rock müziğinin önemli isimleri dinleniyor,onlardan besleniliyordu. Bu gruplar sanırım Koray için U2 Selim ve Serkan için Depeche Mode Mehmet için Rush-King Crimson Burak için Toto idi. Bu yüzden albümlerde ki değişimler net okunabilirdi.Yıl 1998'i olunca Kargo "Yalnızlık Mevsimi" Türk Rock müziğinin mevsim normallerini etkiledi ama ne fazla satış yaptı ne de hak ettiği ilgiliyi gördü. Zaten bir grubun ya da müzisyenin en iyi albümü ile en çok satan albümü genelde farklı albümlerdir. Kargo Yarına Ne kaldı-Sevmek zor ve Yalnızlık mevsimi trilojisinde sürekli çıtayı yükseltti. Önemli sebeplerden birisi ise Yalnızlık Mevsiminin omurgasının M.ş.ş tarafından oluşturulmasıydı. Ve M.ş.ş progresif müzik dinleyiciliğinin yanında iyi bir söz yazarı olduğu için belki de Türkiye'nin en önemli ilk progresif rock konsept albümü sayılabilir "Yalnızlık Mevsimi".

"1. Azizlerin Yalnızlığı 2. Tanrıya Dua Et 3. Kalamış Parkı 4. Geçmek Süresi 5. Yalnızlar Çağı 6. Söyle 7. Pastel Zarlar 8. Marilyn Monroe 9. Kaderin Dizaynı 10. Ruhlarda Hiç Bir Sızı yok 11. Bukalemun 12. Arabic Fahişe 13. Boğaziçi 14. Sürgün 15. Azizlerin Yalnızlığına Geri Dönüş"


gibi bir playlist ve göndermelerle-felsefi yapısı ile gerçek bir başyapıttı. Kendi adıma albümün bir edebi şenlik olarak gördüm hep."Yannis ritsos"-"William burroughs"-"Hans Christian Andersen" - her zaman ki gibi "Özdemir Asaf"- ilk albümden("Gözleri")zaten belli edilen "Edip Cansever" sevgisi ve daha bir sürü yazar ve şairin izlerini taşıyan edebi kolaj niteliğinde bir albüm. Evet, hemen hemen her yerde Kargo'nun en iyi albümü olduğu yazılıp-söylensede en az satan albümü de bu albümdür. İşin hem ironik hemde trajik hatta trajikomik tarafı ise "Yalnızlık Mevsimi"nin bu denli sevilip-benimsenip-Türk rock müziğinde erişilmez bir yere konmasına rağmen bu albümün satmaması-gereken ilgiyi zamanında görmemesidir. Çünkü şuna eminim ki bu albüme baş tacı diyen çoğu kişi bile bu albümü almamıştır. Kargo'nun çıtayı sürekli düşürdüğünü söyleyenlerinde bu düşüşte payı vardır şüphesiz.Sadece onların değil bir çok çevrenin bunda payı vardır.(Acaba albüm çok satsaydı diye düşünmeden edemiyorum bazen) Ama zaten müzik tarihinde buna benzer bir çok gereken ilgiyi görmeyen albüm de vardır. Çünkü "Kaderin Dizaynı" böyle işlemektedir. Dünyanın çarkı daha az akıl ve kalp yoran şarkılardan yana olmuştur hep.Sonuçta ilgiyi hak eden tüm müzisyenlere ve albümlere gereken desteği gerektiği yollarla vermek gerekir. "Yalnızlık Mevsimi" ne kadar metefor olarak kullanılsada ironik bir şekilde bu "Yalnızlık"tan payını fazlası ile alan bir albüm olarak tarihte ki yerini almıştır.Gerçekten yalnız kalmıştır.Bu noktadan sonra diğer albümleri tek tek sizlere anlatmayacağım. Bunun nedeni olarak diğer albümleri önemsemediğim ya da sevmediğim sonucu çıkarılmasın.Zaten başta da buna değinmiştim. Gruplar ve müzisyenler farklı alanlara kayabilirler. Çok ani rota değiştirebilir ya da birden kayıplara karışabilirler. Kargo "Seni bir meleksin" albümünden sonra 3 sene kadar bir sessizlik yaşamış-dağılmış ve "Ateş ve Su" albümü ile yeniden bir araya gelmişlerdir. Ama ortada M.ş.ş yoktur. Hem liriksel hemde müzikal olarak büyük eksiklerin olduğu herkes tarafından fark edilsede bu bir seçimdir ve grubun çizdiği yeni yol onların takdiridir. Bu noktada dinleyici çok nazlı olsa bile durumu "dinlemek" ya da "dinlememek" olarak net çizgilerle ayırmakta dinleyicinin kendine kalmıştır. Buna rağmen çıtası zaten fazla yüksek olmayan Rock piyasası içinde gerek "Ateş ve Su" gerekse cover albümü "Yıldızların Altında" şöyle bir bakınca o kadar kötü sayılmayacağını düşünüyorum. Özellikle "Ateş ve Su" albümü iyi bir alternatif rock albümüdür. Eğer sözleri ingilizce yapıp amerikada ya da ingilterede çıkacak bir albüm olsa bence başarılı bir albüm bile olabilirdi. Dinlediğiniz tüm albümlerin liriklerine mi bakıyorsunuz acaba! Şöyle bir arşivinize bakın bu albümden pekte farkı olmayan onlarca rock grubu dinlemişsinizdir ve hala da dinliyorsunuzdur. Tabii bunların hepsi Kargo'nun "Yalnızlık Mevsimi"nden sonra çıtayı düşürdüğünü görmezden gelmemiz için yeterli değil. Ama durum çok net bir şekilde özetlenebilir.Hem ticari hemde beklenilen ilgi açısından ilk 3 albüm Kargo'yu yeterince tatmin etmemiş daha sonra ki "Sen bir Meleksin" ile başlayan süreç Kargo'ya daha fazla ilgi ve ticari başarı kazandırınca rota buraya çevirilmiştir.Bu durumda geçimini müzikten sağlayan(Türkiye gibi bir Rock piyasasında üstelik) kim olursa olsun az-çok aynı şeyi yapardı diye düşünüyorum.


Kargo sevilsin diye böyle bir yazı yazmadım aslında. Zaten kitlesi yeterince olan bir grup. Ama Kargo'nun bu ülke Rock müziğinin gelişmesinde önemli adımları olduğu unutulmamalı.Ve "Yalnızlık mevsimi" gibi bir albümün gelme ihtimalinin olmadığını bilelim. M.ş.ş'nin gruba geri dönme gibi bir ihtimali olsa bile (imkansız gibi dönmesi) yeniden böyle bir albüm olmaz.Ki Mehmet Şenol Şişli(M.ş.ş) kendi projelerinde iyi söz yazmaya devam ediyor gibi görünsede(şiir kitapları-biraderler projesi) geçen zaman içinde elle tutulur müzikal bir üründe vermemiştir. Demek ki her şey M.ş.ş demek büyük gaf olur. Bu açıdan "Yalnızlık Mevsini" bir kere geldi.Misal The Who kaç tane "Quadrophenia" yaptı ki? Her dönemin kendi havası-kendi koşulları-kendi ruhu vardır. Umarım Kargo "Sen bir Meleksin" ile başlayan ikinci döneminin en iyi albümünü önümüzde ki aylarda piyasaya sunar. Bizde geçmişi güzel yâd ederiz.


Not:Efes Dark için yaptıları Ep'yi ve Best of Kargo albümlerini es geçtiğimi belirteyim.

6 yorum:

Adsız dedi ki...

güzel yazı. bunun gibi yazıları bekliyorum. sonuçta anadil gibisi yok ve ona yatırım yapanlara destek çıkmadıkça, olumlu ve ya olumsuz eleştirmedikçe, görmezden geldikçe bi halt olacağı da yok.
şehirli derviş e selamlar
---------------------çağatay

Bellamy. dedi ki...

nefis yazmışsın, eline sağlık. ne tesadüftür aynı görüşlere sahibim, kargo'dan bir yalnızlık mevsimi daha beklemiyorum, gittikleri yol da (cover albümü dışında) kötü bulmuyorum. ateş ve su'nun içinde 4 tane güzel diye nitelendirebileceğim şarkı vardı. bahsettiğin şekilde satılmayan albümleri de cover albümüyle telafi ettiler diye düşünüyorum, en azından ceplerine iyi para girdi diye duymuştum. yalnızlık mevsimi döndüresim geldi, eyvallah :)

Şehirli Derviş dedi ki...

@Çağatay
Yazılarımız hedefine ulaşıyorsa ne mutlu.Desteklemekgerekyadaköstelemekgerekiyorsabunusulunceyapmakgerek.Yorum için Eyvallah...

@subgenius
"Beni yaz" diyen bir konuydu.Uzun oldu.(Bir bu kadar daha vardı desem!-[kestim]!)Asıl okuyan herkesin gözlerine sağlık.Yorum için teşekkürler.

Vaykorus dedi ki...

"Kargo".. 1999-2003 arası ne kadar sıkı bir "mor ve ötesi" fanı olmuş olsamda, onun birde öncesi vardı gidişatta tabii. İşte o 1995 dönemi atladığım Rock müzik olayının başlangıcını Raks müzik gibi güzelim bir firmanın desteklediği ve asla unutamıyacağım bir başlangıç olan "Yarına Ne Kaldı" albümüyle sıkıca bağlanmıştım.

Oysaki yine Raks'ın desteklediği albümler serisinden olan "Kargo"nun 3. albümü "Sevmek Zor"u çok çok dinlemiş, sindirmiş, hadım etmiş, etkilenmiştim. Şahsen en iyi albümü olarak düşündüğüm 4 albümleri " Yalnızlık Mevsimi"nde koyu olan "Kargo" fanlığım çok daha fazla artmıştı. Sonra farkettim ki "Yarına Ne Kaldı" aslında hafiften es geçtiğim bir albümdü. Tam sindiremeden.. tekrar geriye dönüş yapıp dinledim ve ne kadar özel olduklarını tekrar tekrar keşfettim. "Gece Fanzini" gibi bir şarkıyı o dönemde yapmayı geçtim, bir albüme koymak için firmanın gözüne girmek, hemde B-1 yapmak, şarkı düzenlemesinde o denli "Experimental" havayı yağdırmak ve daha pek çok özellğiyle başdöndürücüydü..

5.albümleri olan "Sen Bir Meleksin" çıktığında ve ilk dinlediğimde ki değişim tadını alıp üzüldüğümü hatırlıyorum.. sonrasıda defalarca dinleyip sevdiğimi.. Yinede bu değişim pek hoş değildi. "Bugün Böyle" nede güzel bir çalışmaydı aslında.. Sanırım tam bu dönemdi. Yıllarca aramama rağmen sadece "Kargo"nun o dönemki offical sitesinden kapağını ve tracklistini gördüğüm "Sil Baştan" kasetini tesadüfi eseri, benim gibi çok "Kargo" fanı olan yakın arkadaşımla bit pazarında gezerken rastgele yerde satılan eşyalara bakıp hızlı ve ümitsiz adımlarla ilerlerken ki görüşüm ve şok geçirmem bir olmuştu.. Arkadaşa sadece parmağımla işaret edebildim ki baya donmuştum ve inanmakta zorlanmıştım. Ama arkadaşıum hala gçsterdiğim şeyi göremiyordu ben ise dahada heyecanlanıyordum.. gördüğünde benim gibi şok geçirmiş ve an itibariyle " Ne kadar bu kaset" demiştim.. 200 bin demiş ama benim yanımda bozuk 150 bin olduğunu söylemiştim.. Ver öyle olsun o zaman dediğindne sonra hemen kaset kapağını incelemeye başlamıştık bile. Kaset yepyeniydi! Anca bir-iki kere dinlenmiş bir güzellikteydi.. mutluluğumuz dahada tavan yaptığını hatırlıyorum. Dinlediğimizde şarkıların birkaç tanesinin bize tanıdık geldiğini, "sanırsak radyolarda duyduk zamanında bunları" demiştik.

Ayrılık süreci başlamıştı "Kargo"da..Çok üzülmüştük. "Ateş ve Su" albümü çıkıtğında ise askeriyenin kantininden birşey alıyordum ki tv.deki o görüntüyle sarsıldım. "Kargo'nun yepyeni albümü müzik marketlerde!!" Ohhaa diye sayıklamalarımdan sonra anca askerliği 15 ay yaptıktan sonra dinleyebilmiştim.. Elbet pekde beğenmemiştim 4-5 şarkında ki en sevdiğim albümün kapanışı olan " Yaklaşman Lazım" olmuştu.. Sonrasında yaptıkları cover albümü almadım bile sonra. Bu denli sırf bir cover albümünü hiç beklemiyordum açıkçası. Albüm çıkmadan birkaç ay öncesiydi sanırım. Dokuz eylül üniversitesi şenlikleri kapsamında konsere gelmişlerdi. İlk kez "Kargo"yu canlı izliycek olmanın verdiği hazla baya heyecanlaydık.. Yanımda kim mi vardı ? Yine o arkadaşım.. askerliği aynı dönemde yapıp gelmiştik. Konser başlamış ve bir rüyanın gerçekleşmesinin tadını çıkarıyorduk. Eski albümlerden o zaman için baya çalmışlardı ki bu çok güzel bir şeydi bizim için. Öyle böyle derken yıllar ve "Kargo" devam etmekte ısrar etti. Bizde kabul edip beklemeye koyulduk..

Bu yazıyı günler öncesi görüp hep doğru zamanı bekledim okumak için.. Zihnine sağlık..

Keşke daha uzun olsaydı demeyide uygun buluyorum. Sanırım ben ele alsaydım bu konuyu yazdığının bir 10 katı kadarını daha ele alır ve hiç çekinmezdim yazmaktan..Eğer kayıtlı duruyorsa kestiğin yerler okumak isterim çok.

Tekrardan çok teşekkür ediyorum bu güzel konu ve yazıyı bizlerle paylaştığın için..

Ödemiş'den sevgiler..

Şehirli Derviş dedi ki...

@Cocteau Twins

Öncelikle böyle bir yazıya böyle bir yorum verdiğin için ben teşekkür ederim.Güzel olan şey şu ki herkesin içinde yer etmiş olan albümleri tekrar hatırlatmak ve belkide hiç unutmamak istemek bizle beraber büyüyük-yaşlanıp-ölecek.Her şeye rağmen yorumunda ki içtenliğin için sağ ol. Ve kısalttığım yazının devamını ilerde yazacağım.Belki başlık "SİL BAŞTAN" olur kim bilir:)

Vaykorus dedi ki...

Ah.. harika!

Merakla bekliyorum inan..