31 Temmuz 2008 Perşembe
Yalın Kafası Kalın:ŞAŞIRMAYIN!
Ne varsa Folkta var:Ray LaMontagne
Bu gün senin günün:VALENTEEN
"Liam" ismini görünce iki kere düşünün!
30 Temmuz 2008 Çarşamba
El mariachi değil EL CONDOREZ:Rock İçin Yeni Kan Geldi Hanım!
Müzisyenler-Gruplar-Dinleyiciler ve Yazanlar İçin Yasal Uyarı
Nacizane Tavsiye:Mumford and Sons-Sea Wolf-THE Boggs
İkinci grup (aslında tek kişi) ise Sea Wolf. Kardeşlerimin sevdiği- bana da çocukken sonbaharda yakmak için yapraklarını topladığım evimizin bahçesini hatırlatıyor. “Winter Windows” şarkısı sanırım en bilinen şarkısı. Bence onla başlayın. Ya devam edersiniz zaten ya da etmezsiniz.
29 Temmuz 2008 Salı
Karaman'ın Calla'sı New York'un CALLA'sına karşı
Not:Ayrıca Calla koyun eti, Patlıcan, Domates ve baharatlarla güveçte yapılan bir et yemeğidir.(Konya ve Karaman yöresine ait)Patlıcan kebabıdır anlayacağınız. Hem yeyin hem dinleyin.
Bernard Butler’in Ekmek Tekneleri: Duffy-Black Kids-1900s-Cajun Dance Party-Cut Off Your Hands-Sons & Daughters
28 Temmuz 2008 Pazartesi
Minareyi Çalan Kılıfını Hazırlar:The Courteeners- st. jude
Kış Erken Geldi:Bon İver-For emma forever ago
Kopya Koyunlar-Kopya Soundlar-Naylon Albümler:Joe Lean and The Jing Jang Jong ve CAPTAIN PHOENIX
Elvis Presley *Shoegaze yapmak için Geri döndü: Glasvegas
Bende müzik işi ile az çok uğraştığım için aklıma bir sürü fikir geliyor doğal olarak. Gelmiyorsa zaten pekte uğraştığınız söylenemez/bir enstrüman çalsanız da çalmasınızda iyi bir çıkış noktası şart. Malum çağımız hem kaotik hem psikolojik bir çağ. Bununla beraber en fazla huzura-umuda kısacası inanca ihtiyaç duyduğumuz çağ. Müzik endüstrisi çağdan pek farklı hareket etmiyor pek tabii.Bir taraftan bir çok tarzı aynı potada eritme çabası varken bir yandan da ne daha fazla tutuluyorsa oraya bir çöreklenme var. Bunu yakın zamanda The Strokes-The Libertines ve türevlerinde gördük.Yine Arctic Monkeys tutunca da grubun mayasından damızlık alınıp ismi farklı müziği aynı bir çok grup türemesini yakın zamanda gördük/görüyoruz. Ki Arctic Monkeys gibi bir oluşum fikri dahice değil sadece harekete geçirici bir etki. Rock ve Dans müziği- günümüz eğlence anlayışı ve indie kucaklaşması herkesin talep ettiği şeyler. Bu dönemde hep şunu sordum kendime: “ Acaba kendi içinde dinamik bir ritm yapısı olan saykodelik şarkılar yapacak delikanlılar yok mu piyasada”.(bunu demişken Arctic Monkey'in yeni albümünde(3. albümlerinde) Psychedelic etkileşimler olacağını açıkladıklarını da belirtelim) Bundan kastım sörf ve shoegaze karışımı bir tarzdı. (bir kaç senedir benim aklımda bu vardı şahsen). Zaten Shoegaze tür bakımından insanların kolay kolay sindirebileceği bir tarz değil. Dinlemesi ve anlaması/anlaşılması da zor. Ama buna Sörf müziği etkileri katmak olayı sulandırmaktan çok kıvama getirebilirdi. İşte bu kıvamı yakalayan ve son zamanlarda dinlerken mutlu olduğum grup Glasvegas.
My Bloody Valentine ile Elvis Presley kafa kafaya tokuşturmak gibi tanımlar kullanmakta pek sakınca yok gibi görünse de Glasvegas bana Galaxie 500’ü bile hatırlattı. (Galaxie 500 indie camiasının has gruplarından sayılır. ) Kimi eleştirmenler Arctic Monkeys kadar meşhur olacaklar diyor ama bence yanılıyorlar. O kadar meşhur olmak artık biraz zor.Daha doğrusu meşhur olmak kolay ama kalıcı olmak daha zor diyelim. Ama Glasvegas potansiyellerinin farkında. Debut albümleri için co-produced olarak James Allan & Rich Costey ikilisi ile çalışmışlar/çalışıyorlar. Bu isimleri Franz Ferdinand, Interpol, Muse gibi gruplardan hatırlıyoruz zaten. Ve ilk single olarak Daddy's Gone seçilmişti.Bonus olarak A Little Thing Called Fear ve Nirvana coverı Come as you are bulunuyormuş. Bende bunları dinlemedim henüz. Ama daha önce bir çok kişi tarafından coverlanmış (en son Beck tarafından dile dolanan) The Korgis coverı Everybody's Gotta Learn Sometimes ı hoş yorumlamışlar. Albümlerini edinmek istediğim ender yeni gruplardan Glasvegas. Çok farklı tarzlarda yorumlar yapıyorlar görüldüğü üzere. Hatta bir The Ronettes şarkısı olan Be my baby yi de coverlamışlar. Ne deyim Allah yollarını açık etsin. Herkes en az bir kere Glasvegas dinlesin.Unutmadan albüm kapaklarına bayıldığımı ve şarkı sözlerinin de kaliteli olduğunu es geçmemeli.
Not1: Ben grubu yakın arkadaşlarıma anlatırken yakında dergilere kapak olurlar dediğimden bir ay sonra NME britanyanın en iyi yeni grubu sıfatı ile grubu kapağına taşıdı. NME'ye bakmayın siz. Ben onlara ara sıra bakarım ama pek takmam:)
Kaç kuşaktır Göklerde olan Grup/Yere inmesi Şart!:Radiohead-in Rainbow
27 Temmuz 2008 Pazar
Gelecek Kritik Programı
Ver Bana SOAD Al Sana SOB
Eti kemiğinden sıyrılmış yalnızlık:Brett Anderson - Wilderness
Daha önce başka bir bloga hakkında aşağıda ki şeyleri de yazmıştım:
Albert'den Taze Homurdanmalar:¿como te llama?
Müzik Janrı (türü):Rock
İlk albüm çıkış tarihi:2006
Güzel bir albüm Beck-lemiyordum zaten: Modern Guilt
Nereli: İngiltere
Dirty Pretty Things'den İki diş sarımsak etkisi bile yapmayan ikinci albüm:Romance At Short Notice
Allah'ın Hakkı Üçtür Diyen Grup: Portishead
Grup:Portishead
Müzik Janrı (türü):Trip Hop-Deneysel –Psychedelic
Nereli: BRISTOL
İlk albüm çıkış tarihi:1994
Ülkem indie camiası(böyle bir camia yok ama neyse) bazı gruplara kafayı taktı mı yere göğe sığdıramaz. Bu hep böyle olmuştur.Yurtdışı içinde de bu böyle. Bu doğanın kanunudur aslında. İnsan kendine yakın bulduğu şeyi kayırır.Kritik zamanlarda yanında olanı hep kendi ile ilişki içinde tutar.Baş tacı yapar.Portishead ve üçüncü albümleri Third bu özelliği ile önem arz eden bir albüm. 10-11 sene sonra çıkan bir üçüncü albüm ve garip bir duygu seli. Böyle olması da doğal. Çünkü piyasa gereksiz bir sürü grupla doluyken böyle bir grup insanlara samimi geliyor kuşkusuz. Albümlerini kısmen dinledim. Mod albümü yaptıklarını ve Noi Albinoi izleyip kendilerinden geçenler için bir albüm yapmışlar.Evet , tanım bu. Buz gibi bir albüm. Çoğu eleştirmene katılmadığım konu bu albümün ne çok yüce ne de çok kötü olduğudur. Albüm orta karar bir Psychedelic albümüdür. Albüme ilahi kavramlar bahşetmek bir roman yazarının yazdığı bir romana ilginç anlamlar yükleyen bir eleştirmenin söyledikleri açılımlar kadar ilginçtir aslında. Lüften kendimize arabesk malzemeden putlar yontmayalım. Yeni bir Mesih aramayalım. İlhan İrem’in cennet ilahilerini dinleyen de aynı moda girebilir. Ama illa ki yabancı biri olsun/Türk olunca dinleyesim gelmiyorumculardansanız The 3rd and the Mortal dinleyin.( Painting on Glass ile başlayın isterseniz-Çünkü onlar bu albümden daha üstün bir Psychedelic albümü seneler öncesinden yapmıştır bence-bu tarz bir çok albümde var aslında) Orta karar bir albümdür nihayetinde bu-diyeceğimde bu.Lütfen bir müzik grubuna gaza gelip bol keseden ilahi anlamlar-inanılmaz metaforlar yüklemeyin. Sonra üzüldüğünüz yanınıza kar kalır.Benden demesi...